Öğrenilen ilimden ilk faydalanması gereken ilmi öğrenendir. Mum dibine ışık vermelidir. Önce kişinin kendi aydınlanmalıdır ki başkasına ışık olsun. Okuduklarımız, dinlediklerimiz, düşündüklerimiz başkalarını doğrultmak için değil, kendimiz doğrulalım diye var. Bunu unutmayalım!

Eşler yol arkadaşıdır. Yol üzerinde birinin yaşadığı her tökezleme diğerini de etkiler. Nikahta birleşen ellerle çıkılan bu yolculukta yukarı da beraber çıkılır, aşağı da beraber düşülür. İki tarafta diğerini ayakta tutmak adına uygun adım yürümelidir. Eş olmak bunu gerektirir.

Başarının anahtarları: - Önce bilgi ve niyet. Yapacağımız işi ne için yapıyoruz ve ne kadar bilgi sahibiyiz? - Sonra metot ve gayret. Bildiğimizi ne kadar ve nasıl uygulayacağız? Bu yolda ne kadar gayrete razıyız? - Son olarak sebat ve sabır. Durmadan, yorulmadan yola devam.

Kişi arkadaşının renginde çiçek açar. 3 tüccar ile oturan 4. tüccar olur. 5 dindar ile oturan 6. dindar olur. Kim olduğumuzu öğrenmek istiyorsak arkadaşımıza bakabiliriz. Zira kişi arkadaşının dini, ahlakı üzeredir. Değişmek isteyen önce kendini sonra çevresini değiştirsin.

“Neden evlenmeliyim?” sorusuna doğru cevap verenler öyle veya böyle evlenebilirler. “Neden evlenmiyorsunuz?” sorusu olumsuz çağrışım yapıyor. Yanlış sorunun doğru cevabı olmaz. Çoğu niye evlenmesi gerektiğini bilmiyor.

Ağzımı bozduğum için Müslümanlardan özür diliyorum. O dediğin babana lazımdı, kullanmayarak senin gibi vicdansız, izansız, insafsız biriyle aynı çağda yaşamaya bizi mecbur etti.

İlaç ile zehiri birbirinden ayıran şey dozudur. Her şeyin kararı ilaç, fazlası ise zehirdir. Sosyal medyanın, yemeğin, gezmenin, arkadaşlıkların, uykunun, duygunun, hatta ilmin...

Şartları oluşturmadan bir şeyler elde etmek neredeyse imkansız. Bekleyerek ancak tavuklar hedefine varır. Tavuk değilsen yorulmayı, çabalamayı göze almalısın. Şartları istediğin duruma getirdiğinde bir şeyler yoluna girer. Zira yol yaparsan yolcu gelecektir. Bekleme, harekete geç

Sıkıntı ile karşılaştığımızda ah vah etmenin bir anlamı yok. Gelen sıkıntı bir hikmete binaen gelmiştir. Ve görevini tamamladığında da gidecektir. Musibetlere bu minvalde bakmak gerekir. Bu sıkıntıdan, musibetten ne öğrenmem isteniyor, bana ne kazandıracak diye bakmak gerek.

“Neymiş ben teşhirciymişim, çıplakmışım”. İnsan bulunduğu halden memnun değilse bunu değişir olur biter. Bulunduğun halle gurur duyuyorsan gocunmayacaksın. Birisi bana “Müslüman olduğun için seni muayene etmeyeceğim” dese “Etmezsen etme” der çeker giderim.

Dinlenme işini cennete bırakalım!

Tövbe etmiş birine - Sen değil miydin eskiden şöyle şöyle yapan? - Çok sürmez eski haline dönersin - Çok ileri gitme delirirsin - Başımıza Peygamber kesildin gibi sözler söylenmez. - Allah seni de bizi de affetsin - Allah istikamet nasip etsin gibi cümleler denir....