dikkatli düşününce yılın en hüzünlü ayı haziran aslında. mezuniyetler, taşınmalar, ayrılıklar… insan eylüle kadar inkar aşamasında kalıyor. kim bilir kaç kişiyle bir haziran ayında son kez görüştük, sohbet ettik, maç yaptık, sinemaya gittik, son kez olduğunun farkında olmadan.
Bazı insanların bazen anlayış bekledikleri zaman istediklerini verdiğim halde; işler tam tersi durumda olduğunda sıfır anlayış ile hareket etmelerine artık şaşırmıyorum. Bu döngü tekrar onların benden anlayış beklediği evreye geldiğinde benim de artık tarafım belli olacak.
İnsanları dikkate alma işini oldukça abartıyoruz.Örneğin akıl hastanesinde biri bize hakaret etse dahi önemsemezken sosyal yaşamda tanı ve tedavi almamış birçok sağlıksız insanın düşünce çöplüklerini önemsiyoruz.İnanın insanların birçok davranışı sizinle ilgili değil.
bir terapist ne kadar kazanır? 3000 liralık bir terapi seansı pahalı mıdır? sektörü bildiğim kadarıyla açıklayacağım.
öncelikle tek işi terapi yapmak olan birisinin ortalama 15 tane danışanı olur. 30 kişiye bakanı da var 5 kişiye bakanı da. ama dediğim gibi ortalamayı alıyorum.
Hayatımdaki bazı insanlarla bağım zayıflayınca/kopunca; hayatımda istendik ve pozitif anlamda gelişmelerin olduğunu fark ettim. Bu insanların rahatsız oldukları şeylerin aynısını kendilerinin de yaptığını/yaşadığını gördüğümde ne kadar doğru bir noktada olduğumu fark ettim.
Murakami, sevdiğin birini kaybetmeyi şöyle anlatır.. "Tek yapabileceğimiz şey üzüntüyü sonuna dek yaşamak ve sonunda bundan bir şey öğrenmek, ama her ne olursa öğrenirsek öğrenelim, bir sonraki beklenmedik üzüntüde bir yardımı olmuyor.." (İmkansızın Şarkısı)
7 aydır gazlı içeceklerden ve bana değersiz hissettiren tüm insanlardan uzaklaştım ve hayatımdan çıkardım. Vardığım noktada kendimi park ediyorum. Çünkü mesafeden ne zarar gelir henüz bilmiyorum ama mesafesizlikten çokça zarar geldiğini bizzat gördüm ve yaşadım.