(20:97)’de ن س kökü 2 defa geçiyor.
Savrulmak diye çevrilmiş, fakat kök anlamı nedeniyle, alta alınmak’la ilgili bir anlamı olmalı.
[Denizde] batması, tapılan o sanat eserini, üst makamdan altlara düşürdüğü gibi, nesfân vurgusu, bu bağlamda, [denizin] dibine kadar olabilir.
Burda benzer bir durum var : üstte bulunan dağ, yeryüzü seviyesine getirilerek en alta iniyor.
Önceden üstte olan bir şeyin, sonradan alta geçmesini ifade eden şey sondaki ف harfi olabilir mi, sorusu geliyor akıllara. Demi ?
(20:105)
Peki NAS (Halk) neyin altında ?
(Nas da ن س kökünden geliyor)
Üst sınıfın altında ; biliyorsunuz eskiden soylular (zenginler) siyaset ve yargı makamlarının de sahibi idiler.
Peki NİSA (Kadın) neyin altında ?
(Nisa da ن س kökünden geliyor)
…
Kuran’dan edineceğiniz analiz yeteneği ile Sümer dili olsun, Akad dili olsun, eski dilleri daha doğru analiz edebilecek, daha doğru anlayacaksınız…
Dahası da var…
İki üç yıla ihtiyacınız var.
Aklıma geldi yazayım.
Gazcılar derneğinin bazı eş başkanları, geçen yıl bu vakitler, Netanyahu hükümeti hakkında birkaç hafta ömrü kaldı demişlerdi.
Onları kurmay zeka sahibi falan zannederek, karşılarında ciddi ciddi itiraz yorumları yazmıştım. Nerden bileyim gazcı olduklarını.
Refah içnde olanlara görev verilir, gazcıların içinde uyuyan fesadcılık dirilir ve saparlar ; bu şekilde toplu helaka uğratılmaları için elimizde “hukuki” gerekçemiz oluruz diyorlar.
Allah katındakiler de Allah’ın sünnet ve yasalarına sadıktırlar ⚠️
Keyfi ceza uygulayamazlar.
(17:7) ayetindeki uyarı bu defa Ortadoğu’daki Adem Oğullarına hatırlatıldı.
Tarih tekerrürden ibarettir dedik.
Ama Adem Oğlu tarihi (ZİKR’i) dinlemek istemiyor ki, tarihin tekerrürü nedir anlayabilsin…
Adem Oğlu insan çok cahil ve zalimdir.
Allah dilediği kenti düşürür veya ayakta tutar.
Dilediği ağaç köküyle yerinde kalır, dilediği toplumu sürgün ederek, yurdu ile olan kök bağını keser (59:5)
Dilediği kavmi dilediği yurda yerleştirir.
Birilerinin iktidarda kalması ile değil, Allah’ın dilemesi ile olur bunlar…
Allah biz Nasarayız diyenler hakkında olumlu konuşurken, aralarındaki kibirlenmeyen yöneticilere işaret ederek konuşuyor.
Mesela, “biz Müslümanız” diyenler arasında Hristiyanlara ve Musevilere karşı kibirlilenmeyen yöneticiler vardır ; dediğini düşünün.
(5:82)’de Allah’ın şöyle bir mesaj verdiğini düşünün, “biz Müslümanız” diyenler Hristiyan mabedinde, Hristiyanlara karşı kibirlenmezler. O nedenle “biz Müslümanız” diyenler sevgi bakımından Allah’a yakındırlar.
Bunu diyebilir misiniz ?
Nüfusu az olan taraf Ezidiler idi, “biz Müslümanız” diyenler değil.
Adamlar yazık soykırıma uğradılar.
Erkeklerini öldürüyorlar, kadınlarını sağ bırakıyor, seks kölesi pazarlarında satıyorlardı.
Allah zulm edenlerle beraber olmamıştır, olmayacaktır. Allah’ın sünneti değişmez.
Kuran dönemindeki İsrail Oğulları arasında terör eylemleri düzenleyenler, öldürülünce cennete gideceklerini zannediyorlardı.
En kötü ihtimal, bir süre yanarız sonra cennete gideriz, biz Allah’ın en sevdiği kullarıyız diyorlardı.
Savaştıkları Roma, onların gözünde kafir idi.