"Hakikat" kavramını geleneksel metafizikten farklı bir zeminde tekrar sahiplenmenin iyi bilinen bir örneği ise elbette Martin Heiddeger'in görüngübilimi ve ontolojik yaklaşımıdır. Kısaca belirtmek gerekirse, Heiddeger'in varlık görüşüne göre varlık, var olanların toplamına

Bilgi en üst düzeyde, en iyi nitelikte ortaya konulmuş yapımsal bir performanstir. Barry Allen

İçtenlik... Başkalarına fazla yakın, hatta yapışık veya yılışık olmakla ortaya çıkan bir özellik sanılmaya başlandı. Oysa ancak kendi "iç"ine yakınsa içtendir insan... Samimiyet sözcüğünün Arapça kökenlerine baktığımız zaman da aynı kapıya çıkıyoruz: "Samimiyet" de "en içeri"ye,

“İnsanı yoran şey, taşıdığı maskelerdir.” William Shakespeare

Çocukken senden ne esirgendiyse sen hayattın boyunca yana döne onu ararsın.

Çocukluğunuzun elinizden tutun. Ona rehberlik edin, onu sevin ve ona küsseniz eğer bir an önce barışın.

Çocukluğunuzu tanıyın, kendinizi keşfedin, gerçek duygularınızı bastırmayın.

Gerçek; insan bilincinden bağımsız, somut ve nesnel olarak var olan her şeydir.

Hakikat; nesnel gerçekliği bilinçteki, kendine uygun kavramsal yansımasıdır.

Doğruluk; hem gerçeğe hem de düşünme yasalarına uygun oluşudur.

Hakikat, sanıların ötesinde aklın ilkelerine uygun bir bilinç durumudur.

20. yy'da başlayan 'post'lar çağının yolu zamanla post-truth'a doğru evrilmistir. Bununla birlikte post-truth'un şu tanımları makul görünmektedir: "Gerçek gibi görünen ancak gerçekte hiçbir temeli olmayan iddialar" ve "hakikatin önemini yitirdiği ve değerini kaybettiği bir

Sigmund Freud'a göre insanların olay ve olguları kendilerine göre anlatmasinin insanı anlamanın temel zorluklarının başında gelmektedir. Alfred Adler ise insanların birbirlerini göz boyama ve laf oyunları ile aldatttiklarina dikkat çekmektedir. Dolayısıyla insanı anlamak ve onu

Bilgi ile sanıyı birbirinden ayırmak gerek...

Dil yalnızca konuştuğumuz bir araç değil, dünyayı algılayışımızın aynasıdır.

“Hayatın en büyük hatası, ölümü sürekli düşünmek değil, hayatı yeterince düşünmemektir." Montaigne

Mevlânâ’nın bir dizesi vardır: “Dünya ağacına her gün yeni bir yaprak gibi asılırız.” Bu bakış, varoluşu yenilenme üzerinden anlamlandırır. İnsan da tıpkı ağaç gibidir; her yıl, içimizde görünmez halkalar oluşur. Kimimizde bu halkalar sabırla, kimimizde acıyla, kimimizde sevinçle

"İnsanın yaşadığı değildir hayat; aslolan, hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır.” Gabriel Garcia Marquez

Ben hep hayranlıklar içinde yaşamayı, hayretler içinde kalmaya tercih etmişimdir. Yavuz Bülent Bakiler

Mısralar anlatmaz şairliğimi. Yavuz Bülent Bakiler