“Edebiyat eleştirisi bir sevgi borcundan doğmalıdır”. Bu sevgi borcu, esere yönelik özel bir ilgi olabileceği gibi bütün yazınsal yaratıma duyulan bir sevgi borcu olarak yazın tarihinin kaderi üzerine söz söyleme itkisi de yaratabilir. Eleştirmenin teşekkürüdür eleştiri.

Olağanüstü bir felsefe konferansındayım. Kadın profesör diyor ki: “Yoksulların bazen bütçeleri üzerinde şeyler almalarını kibirle yargılamayın. Onlar acı dolu hayatlarını hafifletmek için, bazen kendilerini ve çocuklarını mutlu etmek isterler. Bu anlık ‘şımarma’ hissi, aslında

Yürüyen bir kırkayağın gölgesi 📹Crystal Allbright

On yıldır çağdaş öykü okuyor ve incelemeler yazıyorum. 80 yazı yazmışım toplamda. Öykünün On Yılına 'Temalar, Klişeler, Arayışlar' üstünden bakmak için bir kategorilendirme yaptım. Bilimsel olma iddiasından ziyade samimi bir çalışma. Benim için ana hatlar böyle. Yazısı da gelecek

Pınar Kür'ü kaybettiğimizi öğrendim, çok üzüldüm. Yaratıcı yazarlık dersinde beni Anna Karenina'ya âşık eden, en sevdiğim yazarlardan biriydi... Sevgili emrah kolukisa başın sağ olsun, başımız sağ olsun. Bir öneri: Mine Söğüt’ün Pınar Kür ile yaptığı uzun sohbetin kitabı Aşkın

Tolstoy 63 yaşındayken çeşitli yaş aralıklarında kendisini etkileyen kitapların, yazarların listesini şöyle çıkarır:

Bir kitap bu kadar mı güzel olur, bu kadar mı doyurur, oluyor işte bazen. İlk okuma nasıl gerçekleşti? Sokrates yazıya neden karşı çıkmıştı? Beyin okumayı nasıl öğrenir; öğrenmezse ne olur? Farklı okuyan beyin nasıl çalışır? Disleksili çocuklar okumayı öğrenirken neden zorlanır?

Bir insan yaşadığı dönemin sonucu, öldükten sonraki dönemin ise nedenidir. John Sutherland'ın Edebiyatın Kısa Tarihi kitabı tam da bu bakışla edebiyatın nasıl oluştuğunu, nasıl seçildiğini ve nasıl aktarıldığını anlatıyor. Yoğunlukla İngiliz edebiyatı üzerinden ilerleyen bu zihin

Mehmet Akif Koç Bu kitaptan çok şey öğrendim. Olayı çözdüm tamam diyordum. Ama Ortadoğu bir kez daha allak bullak

Bazarov’un, Anna’ya aktardığı cümle.. “Mutluluk bizim olmadığımız yerdedir..” Babalar ve Oğullar, Turgenyev

Saved By Belly Fat 😮

Meraklısına enfes bir biyografi Kronik Kitap

New on ifp.nyu.edu | How students should write a thesis in the AI age | bit.ly/44YtzbJ

Selim İleri ve edebiyatının bu kadar kısa sürede unutulması normal mi? Sanki hiç yokmuş gibi…

John Berger’ın çok sevdiğim bir sözü var, “Kelime dağarcığımız çok fakir olduğu için hayatta başımıza gelen pek çok şey isimsiz kalır,” der. Edebiyat bize bunun için lazımdır. Dilsiz ve kelimesiz kalan şeylere bir isim verebilmek için. Anlamak için.

Neden kulak çubuğu yerine kulak kaşığı kullanmanız gerektiğini öğreniyorsunuz.

Lisansustu ogrencilerin genelinde dikkatimi ceken kaynak olarak kitaplara yuklenirken makalelere yeterli bakmiyor olmalari. Halbuki tez yazimi icin uslup ve teknik olarak lazim olan aliskanliklar kitaplarda degil makalelerde kullaniliyor. Yazma becerileri de icerik kadar onemli.

Eğer şimdi vazgeçersen, yapamayacağını söyleyen herkesi haklı çıkaracaksın. Hadi, bir kez daha dene. Bu kez başaracaksın!

Disiplinli olmak başta sıkıcıdır; fakat sonuçlarını görmeye başladığında, insana büyük bir keyif verir.

Güzel bir şarkı, efendim. Ruhun gıdası. Dramalı Hasan Hasgüler bey, son eseri denmiş. “Eser: Felekten Saadet Çalınmaz Cicim Makam: Nihâvend - Değişmeli Usûl: Sofyan Güfte: Hüseyin Talât Bey Beste: Dramalı Hasan Hasgüler” Kaynak: musikigecmisimiz isimli İnstagram kullanıcısı 🙏🙋🏻‍♂️