Karmadır, tecrübedir, tesadüftür, düşmedir adına ne derseniz deyin ruhunuzun deneyimlemek istediği bir şeyi yaşamaktan başka çareniz yok. Buradaki tek özgür irade doğrunun bir tane olduğunu bilip zarardan en erken dönmek ve hayatınıza bakmaktır.

İhanet eden/etmeye meyilli (aldatan,kandıran ve/veya yalan söyleyen) insanlarda gözlemlediğim bazı özellikler:

Aslında benim gözlemlediğim delirmeye en yatkın burçlar Başak ve Yengeç. Biri takıntıdan ve kendinden kaçmaktan, diğeri dram-duygu yoğunluğundan ve aradığı derin sevgiyi bulamamaktan mentali bozmaya meyillidir. Haritalarda hangi elementler eksikse, bir şekilde dengelemeye

Cahil birini nasıl tanırsınız? 1. Bir ideolojiye körü körüne bağlı kalmasıyla, 2. Hakaret ya da küfür dışında kullanacak kelimesi olmamasıyla, 3. Kendini haklı çıkarmak için suçlama/iftira girişimlerinde bulunmasıyla, 4. Eğitimini aldığı en ufak şeyi abartarak herkese

Kendi başarısızlığına katlanamayıp, başkalarının parlamasından rahatsız olan kişilerin, o kişilere hayatı zulmetmeye yemin etmiş olması ne acıdır. Aynı kararlılığı başarılı olmak, kendi yolunu çizmek için sürdüremezler. Ucuz ruh, her zaman bir başkasına tekme atmaktan beslenir.

Herkes kendi adına konuşsun bence, ben gayette güvende hissediyorum. 3 devlet üni. diplomam var, tırnaklarımla kazıdığım bir kariyerim var, kimsenin malına/vergisine çökmedim. Başkasının başarısına gölge düşürmedim. Dayım/amcam vasıtasıyla herhangi bir işe torpille girmedim.

Ben bütün erkek arkadaşlarımın güneş burcundan bağımsız, “Mars’larının Yengeç” olduğunu, isimlerinin sonunun “N” ile bittiğini ve bir vaka olduğumu farkettiğimde..

Şimdi bana bir sürü kızan çıkacak ama baya yüzeysel bir yorumla bile, Türkiye’nin burcunun Akrep olduğunu hatırlatarak, İkizler burcu birinin TR’yi uzun süre yönetme ihtimalinin olmadığını düşünüyorum. Keza bu diploma konusunda Ekrem İmamoğlu’nu ifşalayan yani şikayet eden kişi

"Nefret siyaseti" mahvediyor bu ülkeyi. Ölçüsüz nefret. Ölçüsüz düşmanlık. Ölçüsüz partizanlık. Ölçüsüz suçlama. Ölçüsüz savunma. Ölçüsüz sadakat. İki uçta savrulan, birbirinden nefret eden milyonlarca insan grubu. Yazık bu ülkeye... Ve yazık bu ülkenin heba olan potansiyeline.

Kızlar size bir şey soracağım, Hayatım boyunca ölçülü yaşamaya çalıştım, anlamadan, dinlemeden düşünmeden beni hataya sürükleyecek çok ani kararlarım olmadı. Sezgilerim her zaman doğru çıktı bazen kendime inanmasamda ama ben hep içimden geldiği gibi hareket ettim. Yine de

Oğlak olmak isterdim, yükselenimi de yay seçerdim, Kutsal toprak gibi gezerdim…

Son birkaç aydır özellikle bedenim tükenmiş, ruhum çekilmiş gibi hissediyorum. Ne kimseyle görüşmeye tahammülüm var ne de kolumu kıpırdatmaya mecalim var. Sebebini bilmiyorum yaşadığım elbetteki bazı sorunlar var ama hiç bu kadar uzun süreli enerjimi kaybetmemiştim. Geçer diyorum

Akrep günü geliyor kendi emek ettiği, büyüttüğü işlerden bile aradığını bulamayınca vazgeçiyor. İnsandan mı vazgeçemeyecek. Vazgeçebilme cesaretine sahip, her şeyi elde etmeyi değil, gerçekten değerli olan bir şey için mücadele etmeyi seviyoruz. Sahip olduğumuz hiçbir şey de

Dengi olmayan birini hayatına alıp huzurlu olanı görmedim. Bir taraf, ulaşamadığı seviyenin hıncını çıkarır; diğer taraf ise sürekli anlaşılmamaya mahkum kalır. Denklik, statü ya da parayla değil, vizyon, karakter ve dünya görüşüyle ölçülür.

Bunu gaddar kadınların kapısına köle olan beylerden öğrendik çok şükür.. heves mi bıraktınız, artık içimizden gelmiyor. Biraz ilgi gösterince temelli kaybediyoruz çünkü…