Grup ödevlerinde her türlü fikri eleştiren, "böyle olmaz" diyen, hiçbir şeyi beğenmeyen çocuğu hatırladınız mı?
"Ee peki ne yapalım abi?" diyince de cevabı olmayan, "onu da ben mi bulucam?" diyip var olanı yıkmaya devam eden.
Onlar büyümüşler ve tweet atıyorlar, sadece tweet.
kırıldıktan sonra yapıştırsan bile eskisi gibi olmuyor. kırmamak için uğraşıp dursan tadı çıkmıyor. kendini fazladan sıkmadan ama da kırıp parçalamadan, doğal seyrinde, bir ileri iki geri, deneye yanıla ilerlemek bu kısa hayata yetiyor.
güleryüzlü olmak ya da iki kelam edip hal hatır sormak hiç zor değil. yapmacık tavırlar yerine gözlerinin ta içi parıldayan, sevinçle sesi çınlayan, samimiyetiyle ânına katan insanlar, inanın tepkisiz duran, dudak kıvıran, kaş çatan veya gözü kaf dağındakilerden çok daha "cool".
Bu bilgilerin hiçbirisi doğru değil!
Saliha, "özgürlükçü" erk tarafından kapatılan Şehir Üniversitesi'nden 2016 senesinde mezun oldu ve kürsüden indirilmedi.
Merve Nur, geçmiş yılların intikamını almıyor, açın konuşmayı dinleyin. Sağlam bir sistem eleştirisi yapıyor genç hekim!
afad da bizim ahbap da, akut da, ihh da, vb. yardıma koşan, günlerdir başka bir şey düşünmeden afet bölgesiyle yatıp kalkan irili ufaklı türlü dernek, vakıf, belediye de. bunlardan biriyle dahi uğraşmayın!
çok rica ediyorum, halen kocaman ve açıkta bir yara varken, deprem alanı görüntülerini veya enkazdan çıkanları acılı müzik ve şiirlerle paylaşmayın. duyguları kanırtmanın alemi yok, herkes oldukça gergin ve öfkeli zaten. paniği tetikleyecek yayın da yapmayın, kimseye faydası yok.
Eğri oturup doğru konuşalım: dindar bildiklerimizin, görüntüyü kurtardığı sürece temel prensiplerin eğilip bükülmesiyle bir sorunu yokmuş. Oruç tutanın kul hakkı yemesi, alnı secdeye varanın zulmetmesi, Allah diyenin yalanları problem değilmiş. Yeter ki pozisyonları korunsunmuş.