🔥The 9th Round of Easy Loan, Earn $40 Reward is in progress❗️ ⏰ Promotion Period: January 15th - Feburary 15th, 2025 👉 Register now and check more details at gate.io/campaigns/358

İmzalar toplanıyor, eylemlere katılımlar artıyor, sosyal medyada dayanışma yayılıyor. Güçlerini farkeden gençler Türkiye’yi usul usul demokrasi, hukuk, hak, adalet çizgisine çekiyor. Gençler başarıyor, farkında mısınız? Kenetlendiler. Geleceksiz yaşamaya hayır diyorlar.

Sadece anayasanın kendisine verdiği vatandaşlık hakkını yazdığı için. O hakkı kullanmıyor bile, sadece hatırlatıyor. Yine de işten atılmaktan kurtulamıyor. İş basına yansıyınca daha da sertleşiyor. Bir marka kendisine bundan daha büyük zarar veremez.

Daha geçen gün demişti Timur Soykan : “Biz, bu baskılara rağmen etik ilkelerine bağlı kalarak yazmaya devam edeceğiz. Gerçekleri dile getirmekten asla vazgeçmeyeceğiz”. #gazeteciliksuçdeğildir

Tarım programı yaptığım yıllarda çiftçi çocuklarına “sakın kente göç etmeyin, bildiğiniz işi yapın” diyordum. Prof. Pabuşcu’nun 125 bin TL ihtiyaç kredisi tablosuna bakıyorum. Bir genç ev, araba alamaz. Mesela Kadıköy’de bu krediyle ev bile tutamaz. Bu nesil geleceksiz. Yazık.

Suçu gazeteci olmak. Suçu doğruları anlatmak, gerçeklere ışık tutmak. 3m’lik odalardan korkmadan yazabildiği için her daim saygın. Geçmiş olsun Murat AĞIREL

Hatay’ın Samandağ Mağaracık köyünde, afet konutu inşaatları kapsamında kamulaştırılan tapulu tarım arazilerine iş makineleri girdi. Üzerinde zeytin ve narenciye ağaçlarının bulunduğu arazilerde çok sayıda ağaç söküldü. Depremzedeler ‘önce deprem şimdi hükümet vurdu’ diyor.

Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Mağaracık ve Hıdırbey köylerinde “acele kamulaştırma” kararıyla el konulan tapulu arazilere dün sabah saatlerinde zeytinliklere iş makineleriyle girdiler. Mahkeme kararı beklenmeden söküm başlayınca köylüler jandarmaya direndi. Yazık bu insanlara.

Cumhuriyetimiz asla yıkılmayacak. Her şeye ve herkese rağmen. Bu gece 90 yaşında, kuvayi milliye ruhuyla dimdik ayakta Sami Gökmen’in güçlü sesi liseli üniversiteli gençlerin haykırışıyla buluştu. Nesilden nesile büyüyen bir gücüz biz. Her yanımız çiçek açar. Var mı ötesi.

Köy Enstitüleri’nin yetiştirdiği Anadolu çocukları baskıya, zulme, adaletsizliğe boyun eğmez. Bugün bu direnişin asla bitmediğini görüyoruz. Bu öyle bir duygu ki 90 yaşını aşmış bile olsan “hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diye haykırıyor. Engelleyemezsin ki gücü.

Acele kamulaştırma diye bir şey çıkardılar. Türkiye köylülerin tapularının ellerinden bir sabah habersizce alındığı ülke haline hızla geldi. Biz nereye savrulduk böyle? Hak, hukuk, adalet diye bağıran işte bunun için bağırıyor. Bağrı yanık köylünün ızdırabı ortak acımız çünkü.

Hatay Samandağ’da olanlar içimi yakıyor. Hukuk umarım bu işi durdurur. Bu insanların zeytinini, toprağını bir gecede kaybetmesi ne demek. Öyle acı içinde ki, gözü hiç bir şeyi görmeyecek kadar vazgeçmiş her şeyden. Buldozerin altına yatıyor. Oracıkta ölmek istiyor. Öyle bir acı.

Bu çağrıya kulak verelim. Dayanışma zamanı. Hukuksuzluğa, haksızlığa karşı karşı birleşme zamanı. Başkasının acısını hissetme, yardım elini uzatma zamanı.

Sürdürebilir Enerjiyle Gelecek İçin Değiş Doğa İçin DönüşSemineri x.com/i/broadcasts/1…

İş dünyası için dijitalleşme, rekabet avantajı, verimlilik, müşteri memnuniyeti ve sürdürülebilirlik açısından önemli. Otomasyon ve yapay zeka olmadan -insan gücü, -zaman -ve maliyetlerde verimlilik çok zor. İşte dijitalleşen bir KOBİ’nin başarı öyküsü ⬇️ youtu.be/T5mugB0UfDo

29 Mayıs Perşembe Ankara’da buluşuyoruz.

1989’da yapılan “Baltık Yolu” protestosu. Üç ülkeden 2 milyon insan otoriter rejime karşı el ele tutuşarak barışçıl direniş sergiliyor. Eylem, 1990 Mart’ında bağımsızlık ilanlarına ve 1991’de tam bağımsızlığın tanınmasına zemin hazırladı. Halkları ancak halkın kendisi kurtarır.

“Dostluk, sadece birlikte gülmek değil günü geldiğinde omuz olup sessizce ağlamaktır” demişti yıllar önce kaybettiğim yakınım. Özgür Özel, kardeşlik bağlarıyla örülü dostunu uğurlarken yangın yeri yüreğinin acısını biz de hissettik. Siyasetçinin insan yanını görebilmek muhteşem.

Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde romanında Petrov’un şu cümlesinin altını çizmiştim. “Gideceğiniz yolda hemen başarıya ulaşacağınızı sanmayın! Bu yolda takdir ve anlayış yerine alayla, onur ve şan yerine iftira ve nefretle karşılaşabilirsiniz..” Tam da bunu anlatıyor.

KANDIRA HALKI BENİ ÇAĞIRDI. KÖYLÜLER FERYAT FİGAN. MEĞER ORMANLARINI KESECEKLERMİŞ. 100 BİN AĞAÇ KESİLECEK. ÖYLE BiR ŞEY YAPACAKLAR Kİ, ÇEVREYE VE EKO SİSTEME DÖNÜŞÜ OLMAYAN ZARARLAR VERECEK. DÜŞMAN YAPMAZ. BAKIN OLAY NE? youtu.be/4X4GA_bQ9BI?si… YouTube aracılığıyla