sıcacık bir evim olsun istiyorum. geceleri bitki çayı demlenen, hafiften turta kokan, sarı ışıklandırmaları olan sıcacık bir ev. salonda koltuğumun yanında kitaplığım olsun. Radyoda Hümeyra çalsın mesela. sevdiğimin dizine yatıp onunla sohbet ederken camdan yağan karı izlyeyim
“birinden vazgeçmem korkunç zaman alıyor, inanılmaz acı çekiyorum, kendime saygımı yitirecek kadar çok şans veriyorum ama birinden vazgeçersem o kişiye karşı en ufak bi şey hissetmem için yeniden doğmam lazım.”
hayat böyleymiş kimse sevgisinin tam karşılığını bulamazmış. bazı şeyler yarım kalmalıymış bunu değiştirecek bir hamle ikisine de yazılmamış. bambaşka hikayelere savrulmuşlar ve yolları hiç kesişmemiş. hikayeleri bitmemiş belki ama beraber olan hikayeleri de buraya kadarmış
cok net ve emin bi sekilde soyleyebilirim ki ben tarafindan sevilen birinin (arkadaslik veya ask) ne beni unutma ne de ben gibi birini bulma imkani yok..
artık yoran ilişkiler, gereksiz arkadaşlıklar, toksik insanlar, beni ileriye götürmeyenler, yaşadığı şeyin acısını çevresine yansıtıp herkesin günü mahvedenler, yani kısacası beni yoran şeyler, yıpratan olaylar hayatımda bunlara yer yok sadece bana huzur veren kişiler ve ben var.