İnsan ancak ussal olana ulaştığında, kendini 'kendi evinde' hisseder. Gerçeklikle temas etmeye cesaretiniz yoksa, bence hiç kımıldamayın! Mabedlerden ve müzelerden çıkmayın. Ama hiçbir zaman kendinizi evinizde gibi hissedemeyeceksiniz. Dücane Cündioğlu

Bilinçaltındaki bilinç, görünen taraftır; hem bilincin sahibine, hem de onun muhataplarına ama bilinçaltı sadece muhataplara değil, bilincin sahibine de görünmeyen taraftır. Bütün ruhumuzu, yaşamımızı, hayatımızı belirleyen o altta kalan görünmeyen taraftır. Dücane Cündioğlu

Devlet, ki Hegel de bunu haklı olarak söyler, tinin en yüksek görünüşe çıktığı, en yüksek belirlenimidir. Ortak tinin, insanlık tininin en yüksek belirlenimi, aklın tecessüm ettiği yerdir. Dücane Cündioğlu

Biz ölüme doğru, öleceğini bilen varlıklarız. Sahip olduğumuz varlığın en küçük cüzleri bile yaşamak için, varolmak için, yaşamda kalmak için çabalarken, bu çabalarının boşa çıkacağını bilen, öngören tek canlıyız. Dücane Cündioğlu

Düşünce ile inanç arasındaki çatışmayı gizlemeye çalışmak, ancak belli çıkar odaklarına hizmet etmek demektir. Dücane Cündioğlu

Bütün şerefim, haysiyetim ve gayretimi tanık göstererek söylüyorum; İyi bir mümin olmak için aptal olmak zorunda değiliz. Hem akıllı, hem mümin olmayı başarabiliriz. Dücane Cündioğlu

İrfan, bize benzemeyenlerle oturup konuşabilme kabiliyetidir. Biz bu kabiliyeti kaybettik... Dücane Cündioğlu

Akıl dediğimiz şey aslında bir durum, bir oluş, bir süreç, oluşan bir şey. Felsefe bunu sağlar. Felsefe: Zihni duyusal, hayalî ve vehmî idrakten kurtarıp, tasarımlarla, kanılarla değil, kavramlarla yorumlamayı öğrenme sanatıdır. Dücane Cündioğlu

Felsefi arayışlar daima bireyseldir. O yüzden doğru/hakikat, toplumsal iyi ile pek uzlaşamaz. Felsefeyle uğraşmanın toplumsallık kazanamamasının nedeni budur. Hakikat ancak bireysel arayışın konusudur. Dücane Cündioğlu

Tabloyla aranızdaki mesafeyi öyle ayarlamalısınız ki; hem çerçeveyi görebilesiniz, hem de ayrıntıları. İçinde yaşadığımız çağı göremeyişimizin nedenlerinden biri de bu; o kadar içindeyiz ki göremeyiz. Düşünmenin görevi, bu mesafeyi sağlamaktır. Dücane Cündioğlu

Bilimin anlam verme yeteneği olmadığı gibi, dinin açıklama yeteneğinin bulunmadığını söylüyorum. Bu konudaki uzlaştırma denemelerinin de ne dini açıdan bir kıymeti vardır, ne de bilimsel açıdan bir kıymeti vardır. Dücane Cündioğlu

Sağduyu, yıkılması gereken en büyük putlardan biridir. İnançlar, sizi düşünme zahmetinden kurtaran kısa yollardır. Dücane Cündioğlu

Felsefe sanatın imgelemine her zaman muhtaçtır. Dücane Cündioğlu

Gözlerini kapamazsan göremezsin. Sadece baktığın şeye odaklanman lazım; bilmek istediğin şeye. O zaman görebilirsin. Ama bunun bir bedeli var; görmek istediğin şeyin dışındaki hiçbir şeyi göremezsin. Dücane Cündioğlu

Ölmeden evvel ölmek, nefsi öldürmek demektir. Oradaki nefis, hayvanî nefis ve nebatî nefistir. Geriye ne kalır? Aklî olan Ölümsüz olan odur. Dücane Cündioğlu

Filmde aradığım ne? Bir İde. Üzerine konuşmayı, düşünmeyi, kavram yoluyla ulaşabildiğimiz dünyayla imgeler aracılığıyla tekrar temas edebilmenin zevki. Dücane Cündioğlu

Arzuların devamı cenneti var eder. Peki cehennemi ne var eder? Adalet talebi. Hınç ve öç. Dücane Cündioğlu

Hayattaki en değerli şey zamandır. Sağ elimle size zamanımı uzatıyorum. Sol elime sağ elimdekine denk ya da ondan daha değerli bir şey koymanız koşuluyla size zamanımı verebilirim. Benim 40 yıl boyunca bulabildiğim şey; Öğrenmektir! Dücane Cündioğlu

Siyasi birlik, toplumsal birliğe ihtiyaç duyar ve toplumsal birlik adına bütün farklılıkları biçer. Dindarlığın en büyük günahıdır; camiye dönüşmüş bir toplum hayali. Bir camide, bir mabedde yaşanmaz. Yaşam, bir mabedin içine alamayacağı kadar büyüktür. Dücane Cündioğlu

Sürü kendisinden ayrılanı bağışlamaz. Özgürlük imrenilesidir. Sürüden ayrıldığınızda sizin bağımsızlığınız ve özgürlüğünüz sürüye esaretlerini hatırlatır. Bu onlarda dağılma ve çözülme duygusuna yol açar. Bu yüzden de şiddetle cezalandırırlar. Dücane Cündioğlu