Yargı bağımsızdır ve kimseyle çözüm sürecinde pazarlık yapılmadı 🤡

İkinci yetmez ama evet vakası; o zaman da referandumda evet PR’ı yapanlar bunun ‘daha özgürlükçü bi anayasa’ getireceğini söyledi hep oysa amaç daha otoriter bir rejim inşasıydı. Bugün ‘barış süreci’ni alkışlayanlar da barış gelecek diyor tek fark halk bu sefer bunu satın almıyor

Bu rezalet sürecin tam karşısındayız. Ulusumuz, vatanımız, Cumhuriyet’imiz esir alınmaya çalışılıyor. Ana muhalefet partisi CHP’nin onlarca belediye başkanı hukuksuzca tutuklu, gazeteciler tutuklu, muhalif siyasi aktörler tutuklu… Ama 40 bine yakın vatandaşımızı öldüren terör

"CHP'yi yok etmek ya da ses çıkaramayacak kadar ezmekten" bahsediliyor, tüm belediyelerine bir bir kayyum atanıyor ve Cumhuriyet en ufak parçasıyla yok ediliyor. CHP lideri de katılımcılıktan, tutarlılıktan, barıştan, süreçten falan bahsediyor. Böyle bir sirkte yaşıyoruz işte.

Adaylık ofisinin başında olan kişileri düşününce hiçbir açıklamaya şaşırmıyorum. Tepki göstermek istiyorsanız doğrudan bu kişilere gösterin çünkü bu kişiler hem İmamoğlu’nun arkasına sığınarak bu siyaseti yapıyor hem de bunun için inanılmaz paralar harcıyorlar.

Kılıçdaroğlu, chp’deki post-kemalist gündemi en ileri taşıyan şahıstı. Peki sonuç olarak ne oldu? CHP yine yüzde 25 aldı. Hasan hatırladığım kadaroyla mesela KK’nın adaylığını ve Altılı Masa projesi desteklemekteydi. Ama peki ne oldu? Ne gibi bir felaketle sonuçlandı, o

Mustafa Kemal Atatürk, kurduğu cumhuriyetin nesillerinden, gençlerinden fire verileceğine adı gibi emindi. Emin olmasa, Gençliğe Hitabe olmazdı. Ne yazdıysa, o fireden geriye kalacak olanlar için yazdı. Artık bu vakitten sonra kaç kişi kaldıysak, vaziyete onlarla atılacağız.

Erdoğan'ın konuşmasının en önemli kısmı buydu. İmralı sürecinin bir devlet projesi olduğu için CHP'nin destek vermesi çağrıları yapılıyordı. DEM Parti de, iktidar koalisyonuna katılmadıklarını, komisyona muhalefetin de destek vermesi gerektiğini söylüyordu. Ama bu açıklamayla

Ulus devlet, etnik kimlikleri tanımlayıp onlara kendi içinde özerklik vererek demokratikleşmez. Bu demokratikleşme değil Iraklaşma ya da Lübnanlaşma ile de sonuçlanabilir. Ulus devletin demokratkleşmesi için öncelikle güçler ayrılığı ilkesini benimsemiş, yargısı bağımsız, basını

Eşit vatandaşlık esaslı Cumhuriyet & laik, ulus devlet OUT Siyasal İslam parantezinde neo millet sistemi ve otoriter saray düzeni IN.

Havada bir “yetmez ama evet” kokusu var…

1800'lerden beri Türkiye için hayal edilen durum bu. Ona göre davranmak lazım.

Cumhur İttifakı, Mart 2024 yerel seçimlerindeki ağır yenilgiyi telafi etmek için strateji değiştirdi. Bir yandan İmamoğlu’nu itibarsızlaştırmaya ve CHP’yi kriminalize etmeye yönelik kapsamlı bir yargı operasyonu yürütüyor; diğer yandan muhalefet cephesini dağıtmayı hedefleyen

Tayyip Erdoğan'ın bugün yaptığı konuşmanın tamamını dinledim. Erdoğan, uzunca bir zamandır perde arkasında yürütülen AKP-MHP-DEM ittifakını kamuoyuyla paylaştı, bu ittifakın birlikte bir anayasa değişikliği yapmaya niyetlendiğini söyledi. Erdoğan konuşmasında yaptığı

Cumhurbaşkanı Erdoğan 12 Temmuz tarihinde yaptığı konuşmayla, uzun zamandır perde arkasında süren AKP-MHP-DEM ittifakını açıkça ilan etmiştir. Aynı konuşmada Erdoğan, bu ittifakın yürüyeceği yolu da tarif etmiştir. Bu ittifak bir anayasa değişikliği yapmak istemektedir. Bu

Jeopolitik hamasi hülyaları değil, şunu okuyun düzgün analiz mahiyetinde. Ve hoca haklı: Taban desteği zayıf bu "sürecin". Twitter'da Ap*cu, YAEci, liberal görünümlü şeriatçı eskisi ve ahraz libsolumau falan bol olduğundan tam anlaşılmıyor. Ama Instagram, Facebook yıkılıyor.

Cumhuriyetçiler kurucu, aslî unsur. Şu saatten sonra olmayacak ittifaklar falan değil, öz benliğimizle hareket edersek var olabiliriz. Yoksa belli ki bizi yok etmeye ant içmişler.

DEM Parti'nin AKP ile ittifak yapması basit bir mesele değildir. Bir takım gruplar yaşananı "ufak bir tatsızlık" gibi yansıtmaya çalışsa da, yaşanan şey son 50 yıla dair bütün anlatılarının, düşünce sistemlerinin iflas etmesinden başka bir şey değildir. Sadece bununla da

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Kürtlerle ilişki kurmak için ve Kürtler için iyisini istemek için DEM Partisi'ne ihtiyacı yok.

Galata kulesi gibi günde binlerce kişiyi ağırlayan tarihi bir mekanın çalışanları, İngilizce bilmeyen insanlar arasından seçilmiş. Türkiye'de liyakat diye bir şey kalmadı. Böyle bırakın ülkeyi küçük işletme bile işlemez.