Fiyat istikrarını 2001'de TCMB'nin temel amacı yapan domalistin Kemal Derviş olduğu anlaşılıyor. Ama fiyat istikrarını 1983'te TCMB'nin temel görevleri arasına sokan domalist Turgut Özal. Zaten Özal'a I. Özal, Derviş'e de II. Özal demek mümkün. I. Napolyon, II. Napolyon gibi.

Bakın, neymiş TCMB'nin kuruluş amacı: 'Kuruluş Kanunu’na göre Merkez Bankasının temel amacı ülkenin ekonomik kalkınmasını desteklemektir.' Ne güzel bir amaç. Sonradan bu amaç gitmiş, yerine fiyat istikarını sağlamak gelmiş. Hangi domalist yaptı bunu acaba?
tcmb.gov.tr/wps/wcm/connec…

Şimşek’in alevden saçları,
Aşınca karşıki tepeden,
Gölgeler sarar yamaçları,
Korkarım gelecek geceden.

Buradan da gördüğümüz üzere, Fatih Karahan gibi TEPAV da avro-döviz kredi ve mevduatların işleyişini henüz kavrayamamış. Ama Para ve Finans Hocam güzelce açıklamış. Belki kavrarlar artık.

Hoyratlar gidecek ve unutulacak, Boğaziçi Üstün Hoca’yı verdiği emek ve hizmetlerle her zaman hayırla anacaktır.

Üniversitenin ana meydanının adı Üstün Ergüder Meydanı. Şaka gibi gerçekten.

Kişi başı gelirde dünya sıralamamızın 45 yıllık düşüş eğilimine odaklanmak demek, 45 yıl önce ne olduğunu ve sonrasındaki 45 yılda neler yapıldığını tartışmak demektir. Yanlış yapılanlar nelerdi de böyle bir eğilim gerçekleşti?

Duysunlar.

Türkiye İşçi Partisi SOL Parti TKP TKH Emek Partisi Devrimci İşçi Partisi

Ben bunları bulabildim. Bildiğiniz gerisini altına eklerseniz, sevinirim.

Bakan Işıkhan demiş ki:

'1977 yılında Taksim'de kaybettiğimiz 34 işçimizi, emekçimizi rahmetle yad ediyorum. Ancak Taksim'de hayatlarını kaybeden emekçilerimizin isimlerini bile hatırlamayanların, onların aziz hatıralarını kullanarak, bu alanda kitlesel kutlama inadı, 1

Ben de böyle düşünüyorum. Bu hükümetin kalan ömrü uzun değil. Uyguladığı ekonomik programla intihar ediyor. Üstelik, intihar süreci başlayalı on ayı geçti. Çoğu gitti, azı kaldı. Sosyalistler de hala en güzel parti bizim parti havasındalar. Ne diyeceğimi bilemiyorum.

Onu bilemem ama hükümetimizin mega projeler için kaynak sorunu olmadığı buradan açıkça gözüküyor. Demek ki sorun kaynak sorunu değil. Çok lazım çünkü Kanal İstanbul. Bence Anadolu'yu ortadan ikiye bölen bir kanal yapsınlar, ne bileyim, Sinop-Mersin arası, daha hoş olur.

İlhan. ilhan dögüs Aşağıdaki, Tymoigne'nun 2014'te yazdığı bir makaleden. Tymoigne dürüstçe Fed'in Hazine'yi doğrudan fonladığı ekonomik analizimizde yaptığımız bir kabuldür diyor. Kelton'a itirazımın nedeni buydu. Teorik bir kabul yapıyorsun, sonra da olan bu diyorsun. Olur mu?

Teolojik mevzuları da çok iyi bilirim. Kokoizm dininin tek sahabesi ve peygamberi Hz. Koko Atagoril vefat ettikten sonra mecburen halifesiyim. Koskoca Kokoizm dininin ilk halifesine sen teoloji bilmiyorsun nasıl denilebilir?

Bu nedenle dil hafife alınmamalıdır diyorum. Ne demek, ulan, “fiyatlama davranışları bozuldu”? Çocuklar çok şımardılar, şımarıklık yapıyorlar filan mı demek?

Okuduğu kitabı anlasa, bu kadar riba yiyemezdi zaten. Kitapta Allah, riba yiyenleri fena yakarım deyip duruyor. Allah’ın ne dediğini anlamayınca nasıl korkacaksın?

Domalizm teorimin merceğiyle ülkemiz gıda üretimine baktığımızda burada anlatılanların ekonomik soykırım programı uygulamalarının beklenen sonuçlarından biri olduğunu görüyoruz. Emperyalist-domaltistlere domalma yarışında madalya almış bir ülkedir ülkemiz. birgun.net/makale/tohumda…

Ona bakarsan post-Keynesçileri bile solcu sanıyorlar. Keynes’in ne solculuğu vardı ki post-Keynesçiler solcu olabilsinler? Gerçi teorinin Keynes kadar, belki de daha önemli iktisatçısı Kalecki Marxistti aslında, Minsky için de gizli Marxistti derler ama anti-kapitalist değiller.

Kardeşim. Joseph Stiglitz tanıdığım biri. Birlikte kaç konferansa katıldık, düzenlediğim bir konferansta da baş konuşmacılardandı. Tanıyan hiçbir solcu Joe’nun solcu olduğunu düşünmez. Anti-kapitalist filan değildir. Kapitalizmi kapitalistlerden kurtarmaya çalışan bir insan.

Joseph Stiglitz'in çalışmadığı açık dediği programı uyguluyor Şimşek ekibi. Bu programa 1976'da Andre Gunder Frank'in verdiği ad da ekonomik soykırım programıydı. Destekçileri anaakım iktisatçılar, bu insanlık suçuna ortaktırlar.

Ne kadar ilginç. Bu Tek Hazine Hesabı denilen şey 1806'da Fransa'da ortaya çıkmış. Merkez Bankası'nın Hazine'nin bankası olması Fransız mahsulü anlaşıldığı kadarıyla.

blog-pfm.imf.org/en/pfmblog/201…