Türkler müteahhitleri, taksicileri ve turizmcileri rahat yaşatmak için çalışır ve vergi öder.

Köpek haklarının insan haklarından önemli olduğu delirmiş toplumlarda olur böyle şeyler. Türkiye normali budur ve haber değeri yoktur.

Türkiye’de genel huzur ve sükûn için en az on günlük bir analiz ve tespit yasağı gelmeli. Bir tür ritüel gibi de olabilir. Analiz ve tespit orucu. 10 gün tutulmalı. Kesinlikle topluma çok iyi gelecektir.

Çalışmaya ve üretmemeye devam.

Sosyal medyadaki davar sürüsünün topluca hareket ettiği neredeyse her olayın aslında “öyle olmadığı” sonradan anlaşılıyor. Bu davarların sürüye ait olma güdülerini “düşünmek” sanmaları ise gezegenemizin geleceği hakkında yeterli fikri veriyor tabi.

Şimdi de kadına, Sezai Bey’in aşkına karşılık vermediği için hakaret etmeye başlamışlar. İsterseniz memleketin çok “nitelikli” ve “alakalı” insanları olarak bir komisyon kurup Muazzez Akkaya’yı “nitelik” ve “alaka” yazılı ve sözlü sınavına alın.

Dünyada yalnızca Türkler Avrupa’da pazarcı olmayı başarı sayarlar. Başka herhangi bir ulusun bu ilginç komplekse sahip olduğunu sanmıyorum.

Türkiye’nin iki “elit” sinemacısının “ağız dalaşı” biçimi ve içeriği, sanat sepet dünyasından herhangi bir insanın büyütülmemesi gerektiğinin en güzel örneği.

“Tüm umutlar tükendiğinde, karamsar olmak için bir sebep kalmamıştır.”

Aptallık bulaşıcıdır. Pandemi boyutunda hem de.

Marketlerde, büyük bir hırsla tek tek dokunarak ve koklayarak meyve sebze seçen oldukça yaşlı insanlar görünce onların hayatı sevme güçlerini örnek mi almalıyım yoksa bu yaşamak hırslarından utanç ve tiksinti mi duymalıyım? Buna bir türlü karar veremiyorum.

Türkiye’de on beş yaş üzerinde olgunluğa sahip insan sayısı çok azdır. Bir ömür boyunca birkaç defa tesadüf edersin sadece.

Aslında neden en zeki yüzde birlik dilimde olmadığının hatta zeki bile olmadığının ifşası bu. Ama nasıl anlatacaksın.

“gaç gösteriyom?” (kaç yaşındasın sorusuna yanıtı)

Bir zamanlar kabak tatlısından nefret ediyordun ama artık sevmeye mi başladın? Üzgünüm, yaşlanıyorsun kardeşim.

Dilan Polat’ı dünyanın en kötü insanı ilan eden “cesur” hukukçularımız ve “namuslu” basınımız, çok daha büyük bir skandalda işin içinde Fatih Terim olunca aynı şekilde hareket edebilecek mi? Sorunun cevabı belli gerçi.

“Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun?”

Erzurum’da yaşayan bir dönercinin neden Tiktok hesabı olur ve bir dönerci orada neden saçma sapan siyasi analizler yapar? Tımarhane.

Ankara da arabesk de nadiren sarışındır.