Birisi bana “Hayırlı Cumalar” dedi mi kan beynime sıçrıyor! Bu lafın kökü ne, Cuma’nın neyi/niye hayırlı ki, kutlanır? AK gösterip kara kakalama döneminde yaygınlaşan bu laf da düşmeli yakamızdan. Çünkü: Cuma değil, gecelerin sabahı, toprak/su/hava ve bahardır kutlu olan.
Yurdunu yönetenlerden utanç duyması insanın içinde acıların irisidir. Ömrümüzü bu acı dişledi. Yurdu yönetenlerle gururlanmak nasıl bir duygu, onu bir yudum olsun tadamadık! Meğer ömür ne denli kısaymış, dert ne denli uzun, düşmanı ne denli çok, yurt ne denli yalnız!
'Kimdir yeryüzünü yaratan dahi? Şiirim de böyledir: Hiç kimse tarafından yaratılmadı, yaratanı yok. Bir tek amacı var aydınlatmak kendi kendini yaratan geleceği'
'Yansızlık öneriyorlar şaire, şu bedbaht arzuya bak! Zalimle mazlum arasında yansız kalan kişi nasıl şair olacak? Yansızlık çığırtkanı kim, zalimin soytarısı değil mi? Şair sesi mazlumun nefesidir o hep öyle kalacak' NB
Biz 'Amerikancı/NATOcu/CIAsever' derken hainlikle suçladığımızı düşünsek de, onlar iltifat diye algılıyor! Çünkü gönülden öyleler. Ortalık, siyaset/medya/akademisyen…alemi ve danışman olarak (CHP dahil) belediyelerde bu tipler sürüsüne bereket! Aslı Hanım bunlardan sadece biri!
'Düşe en çok düşü tasarlayan şiir yakışır Kuşa en çok kuşu gökte tanımlayan kanadı İşe en çok işi tamamlayan kişi yakışır Yaşa en çok ömrü canda çalımlayan inadı' NB
Kötü biri gittiğinde, yerine gelen biraz düzgün biri olsa, gidene lânet unutulmaz da, bunlar öyle ruhsuz/öyle yüzsüz, kötülükte birbirleriyle yarışan öyle arsız bir güruh ki, bırak gelene sevinmeyi, her gelen gideni arattırıyor!