Enflasyona restoranların sebep olduğu iddiası ve 'local' muhabbeti bana bu hafta; yaşadığımız bir çok iktisadi problemin sadece iktidar kaynaklı olmadığını ve yarın iktidar değiştiğinde dahi bir çok problemin farklı kılıklarda devam edebileceğini yine ve yeniden hatırlattı.
EYT'ye karşı çıkarken emekli daha da yoksullaşacak yapmayın diyorduk. EYT'yi destekleyenler ise 'emekliler yoksullaştı, devlet daha da lokanta açmalı' diyor.
Şimdi kim emeklileri daha çok düşünüyor? Popülizm karşıtları mı, yoksa onları devlete daha da muhtaç hale getirenler mi?
Gelişmiş ülkeler devletin para arzına ve bütçe açığına kural koyarak enflasyonla mücadele eder.
Kurallardan çok popülizmi seven ve bunu da 'sosyal politika' adı altında güzelleştiren ülkeler ise devlete market ve restoran açtırarak enflasyonla mücadelede eder.
DEVA'nın başarısızlığının en büyük nedeni bana göre, halk nezdinde bir karşılığı olmadığı bu seçimle de anlaşılan, küçük olsun benim olsun zihniyetindeki eski 'tecrübeli' siyasilerin yeni bir siyasete izin vermemesi ve Ali Bey'in de tercihini bu insanlardan yana kullanması oldu.
Seçime dair en yanlış okumalardan biri 'solun yükselişi' olur. Ne Yavaş ne de İmamoğlu sol ile kazanmadı, bilakis daha 'sağcı' görünmeleri oy geçişine yardım etti.
Elde edilen başarıyı devam ettirecek olan solcu popülizm değil akılcı, verimli ve kapsayıcı politikalardır.
Finansal ve reel piyasalardan kopuk ancak akademik bilgisi sayesinde reel dünyadaki tüm kompleks meseleleri basit tahlillerle çözebilecegini sanan akademisyenlerin piyasalara dair öngörü ve tavsiyeleri genelde benim için ters göstergedir.
Ekonomik popülizmin sonucu olan bu dev bütçe açığı ya ilave vergilerle kapatılacak ya da enflasyon yüksek seyretmeye devam edecek. İki sonuç da yoksulluğu artıracak.
Ekonomik popülizm 'yoksul dostu politikalar' görüntüsü altında yoksulluğu daha da azdıran illet bir hastalıktır.