Günümüz ilişkilerinin temel sorunu aşırı şüphe!
Belirli düzeyde sorgulamak iyidir ancak aşırı şüphe ve beraberinde gelen araştırma, soruşturma, kontrolcülük ve savunma, sağlıklı bir ilişkiyi bile bozabilir.
Unutmayalım ki her insan biriciktir.
Her ilişkinin dinamiği farklıdır.

Oku kızım…

Bir insanı bile bile güven kırıklığına uğratmak da duygusal istismardır.

“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.'
Mustafa Kemal Atatürk

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun 🇹🇷

Çıkmaz yola girdiğinizde ne yaparsınız?
Yolu geri dönersiniz.
Çünkü orada beklemek size hiçbir şey kazandırmaz, aksine zaman kaybettirir.
Çıkmaz ilişkiler de böyledir.
Emek verdiniz diye orada beklemek kayıptan başka hiçbir şey değildir.

Okuduğumdan beri aklıma kazınan sözlerden:
“Kötü, iyiyi tanır ama iyi, kötüyü tanımaz.”
Franz Kafka

Çocukluğunda, kaldıramayacağı düzeyde sorumluluk yüklenen ve “İyi insan ol.” (!) mükemmeliyetçiliği ile yetiştirilen bireyler, yetişkin romantik ilişkilerinde “kurtarıcı rolü” üstlenerek aşırı verici davranışları ile karşısındakilerini değiştirebileceklerini sanırlar.

Gerçekten seven insan size varmanın bir yolunu bulur.
Bahaneler sevgisi yetmeyenler içindir.

Şu döngüyü kıralım mı artık?
Kaçan kovalanmaz.
Kaçana yol verilir.

Umuttur bayram; şükran duymaktır, affetmektir, huzurdur.
Umudumuzu yitirmediğimiz nice bayramlarımız olsun.
Ramazan Bayramımız kutlu olsun.

Sternberg (1986), yakınlık, tutku ve taahhüt bileşenleri ile 8 farklı aşk türü tanımlar:
1) Aşkın olmaması
2) Beğeni
3) Delicesine aşk
4) Boş aşk
5) Romantik aşk
6) Arkadaşça aşk
7) Ahmakça aşk
8) Mükemmel aşk: Aşkın 3 bileşenini kapsayan tamamlanmış aşk.

John Allan Lee’nin (1977) Aşk Stilleri Kuramı 6 aşk stilinden oluşur:
1) Eros : Romantik aşk
2) Luduz: Oyunbaz aşk
3) Storge: Dostça aşk
4) Pragma: Pragmatik aşk
5) Mania: Çılgın aşk
6) Agape: Altruistik aşk

Aşkın bilimsel olarak araştırılmasında öncü olan Berscheid ve Hatfield (1969)’a göre tutkulu aşk:
Delicesine aşık olmak, müdahaleci düşünme, belirsizlik ve ruh hali değişimleri ile karakterize edilen takıntılı bir unsuru içerir.

Tutkulu aşk gerçekte nasıl yaşanır?
Engelle, engeli kaldır, engelle, engeli kaldır…
Çünkü aşka en uzak duygu nefret değil kayıtsızlıktır.

“Sevildiğimizi nasıl anlayabiliriz?”sorusuna E. Fromm’un gerçek sevgi kriterleri ile yanıt bulabiliriz.
1)İlgi: Seven insan ilgi gösterir.
2)Sorumluluk: Seven insan sorumluluk alır.
3)Bilgi: Seven insan merak eder, bilmek ister.
4)Saygı: Seven insan kişiliğinize saygı duyar.

Gerçek sevgi sorgulatmaz.

En olması gereken zamanda olmayanlar, hiçbir zaman olmaması gerekenlerdir.