Solda; bilinen dünyanın 3’de 1’ini yöneten kalan alana ise korku salan, denizlerin ve ticaret yollarının hakimi, 2 saatte ülke silen, krallara taç giydiren Süleyman.

Sağda ise; Fransuva.

“Medeniyetin esası, terakki ve kuvveti aile hayatındadır”

- Mustafa Kemal Atatürk

“Ağaç kovuğundan çıkmadık, gökten zembille inmedik. Tesadüfen olmadık, toplamayla oluşmadık. Tarihte Türk’tük, halde Türk’üz, istikbalde de Türk olacağız.”

Fotoğraf: Kahramanmaraş Kalesindeki Bayra Tutan Bozkurt Heykeli.

Balkan Göçmenleri, Osmanlı’nın iskân politikası gereği Anadolu’dan iskân edilen Yörük’lerimizdir.

Osmanlı’nın Balkan Yarımadasındaki topraklarını kaybetmeye başlamasıyla birlikte öz yurtlarına dönen insanlardır.

Bunları açıklamak bile utanç verici iddialar ise hıyanettir.

Hatay’da da Arapça tabelalar kalkıyor.

Türk milletinin sesine kulak veren tüm belediyelere teşekkürler.

Yakın gelecekte tabelaların kullanıcılarınında ülkelerine gönderilmesi dileği ile.

İnsan, gece gibi karanlık bir evdir;

akıl, bir meşale gibi onu aydınlatır.'

Yusuf Has Hacib / Kutadgu Bilig

Atatürk de bizim, Enver de bizim, Karabekir de bizim, Atsız da bizim, Talat da bizim, Cemal de bizim, Fatih de bizim, Mete de bizim.

Hatta Garp cephesi komutanı, ikinci dünya savaşı gizli kahramanı İnönü’yü dahi terk etmeyiz size.

Biz Türk’üz.
Biz Türk’ten tarafız.

Ulu Türk’ün töresi var 🇹🇷

Sor bizi maziye; Yılmaz Türk derler.

Orta Asya’nın bozkırlarından, Avrupa’nın yaylalarına kadar tuğ kaldırdık.

Baş verdik ama baş eğmedik.

Sor bizi tarihe; ölmez Türk derler.

Fuat Köprülü, Atatürk'e Türkiyat Enstitüsünün ambleminin nasıl olması gerektiğini sorduğunda Atatürk şöyle demiştir;

'Karlı Tanrı Dağları'nın önünde elinde meşale tutan bir 'Bozkurt' olsun, Bu meşale, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilminin ifadesi olsun.”

“3 Mayıs bir bayram değil,

Milli şuurun ayaklanmasıdır”

Hüseyin Nihal Atsız

3 Mayıs; bulunduğu kabın şeklini alan değil, bulunduğu kaba şekil verendir.

3 Mayıs’ın ruhu Ergenekon’dan çağdaş Türk Cumhuriyeti’ne kadar temellenmiş; Tabutluklarda çekilen işkencelerle, sökülen tırnaklarla perçinlenmiştir.

Öksüz kalan Türklük, bin cihana değişilmeyecektir.

Milli Mücadelenin ilk propaganda afişi.

Atatürk ve milli mücadeleyi komuta eden generaller ve Türk Bayrağına sarılı kadın sembolü elindeki kama ve sol el işaret parmağı ile Misak-ı Milli hedeflerini gösteriyor.

Eldeki tek orijinal afiştir. Samsun Kent Müzesinde bulunmaktadır.

Rivayet odur ki;

Hiciv sanatının üstadı Şair Nef’i, idamını engelleyecek olan belge yazılırken,

Belgeyi yazan siyahi görevlinin kağıda mürekkep damlatması üzerine;

“Mübarek teriniz kağıda damladı efendim” diyerek yaşama şansını kaybetmiştir.

“Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim.”

1 Mayısta unutmayalım.

Lezita başta olmak üzere sözde yerli şirketler,

Türk işçisi yerine Hindistan’dan, Afrika’dan veya dünyanın dört bir çukurundan işçileri çalıştırmakta.

Ses çıkarılmazsa, istisnasız her iş kolunda Türk çalışanların yerine yabancılar çalışacak!

Kırk yıl ėl tutdum bodun başladım taş yagıg yagıladım ėlledim.
Kırk yıl yurdu savundum, halkıma baş oldum. Dış düşmanlarla savaştım, yurt sahibi yaptım.

(Köjeelig-Hovu (E 45) Yazıtı 3 ve 4. satırdan)
Fotoğraf Moğolistan’dan, Dundgovi ilinden